Bu haftanın başında arkadaşlarımla Caddebostan tarafında buluştuk ve oturacak bir yerler ararken aklıma Grön geldi. Daha önce önünde sıra olduğu için giremediğim Grön’e bu sefer beklemeden girebildik. Geçmişi çok eskiye dayanmayan, buna rağmen önünde sıra oluşan bir kahveci merak uyandırmaya devam ediyordu. Gitmeden önce Grön Coffee hakkında bilmeniz gerekenlerden bahsetmek istiyorum;

Grön Coffee

Kahve İçin Sıraya Girmek

Bu düşünce sizin için saçma gelmiyorsa tabii ki sıra beklemeyi tercih edebilirsiniz. Eşsiz bir şey sunulmadığı ya da bir daha ulaşmam çok zor olan bir mekan olmadığı sürece herhangi bir yerde sıra beklemiyorum. Gitmeden önce menüye baktığınızda alışılagelmişin dışında kahve seçenekleri olduğunu görebilirsiniz, fakat 4 farklı kahveyi deneyen bir arkadaş grubunda kimse gelen içeceklerden memnun değildi. (Lavander Latte, Coconut Latte, Activated Carbon Latte, Japanese Cold.)

Bihaber Garsonlar ve Anlaşılmaz Menü

Yukarda bahsettiğim gibi sadece kahveler özelinde bir yazı yazdığımı tekrar belirtmek isterim. Bunla birlikte işletmeye dair de genel bir görüşe varacağınız kanaatindeyim. Öncelikle menüde yer alan içecekler bir çok mekanda görmeye alışık olmadığımız tarzda. Kahveye oldukça fazla ilgili bir kişi için bile bilinmezlikler barındırıyor. Menüdeki bir çok kahvede içeriğe dair açıklamalar bulunmuyor. Biz de bu sebeple garson arkadaşlardan içerikler hakkında bilgi talep ettik. Siparişleri alan garson arkadaşımız çok kısa cevaplarla içerikler hakkında bizce yeterli olmayan bilgiler verebiliyordu. Onu zorlamamak adına siparişlerimizi verdik. Daha sonra önemini anlayacağınız bir diyalogu da aşağıda paylaşmak isterim;

Japanese Cold nasıl bir kahve……?

Cold Brew gibi…….

Peki, sütle servis ediliyor mu?

Evet sütle de servis ediliyor, nasıl isterseniz.

Pekala, o zaman sütlü istiyorum.

Masadan 3 sipariş alındı ve 1 kişi menüyü inceleyeceğini söyledi. İstediğimiz içecekler geldiğinde, getiren garson arkadaşa masada oturan kararsız arkadaşımız bir içecek hakkında soru sordu ve aldığı cevap “ben mutfak garsonuyum, bilmiyorum” oldu. Bu sırada benim istediğim Japanese Cold sade gelmişti ve garsona ben sütlü istediğimi belirterek geri gönderdim.

Japanese Cold

Sonradan öğrendiğime göre Japanese Cold, içi buz dolu bir Chemex ile birlikte demlenen bir kahveymiş. Sipariş verirken benim düşündüğüm şey ise Kyoto Style demlenmiş bir kahve içeceğim yönündeydi. Garson arkadaş cold brew dediği için uzun demlemeyle elde edilen bir kahve olacağını umdum ve bunun da sütlü servis edildiği yerler mevcuttu. (Örn. Kronotrop)

Siparişe gelecek olursak, geri gönderdiğim kahve içerisinden bir miktarı dökülerek üzerine süt eklenmiş bir halde geldi. Geldiğinde de tecrübesiz bir servis elemanı omzumun üzerinden bardağı uzatarak kahvenin bir kısmını üzerime döktü. (Buna çok takılmadım fakat; içerideki personelin verdiği hizmet bu kalitedeydi.) İçeceğimden su yoğun bir kahve tadı aldım ve bu berbat içeceği geri göndererek klasik bir Iced Latte sipariş ettim.

Agresif Barista

Daha sonra gang üyesi maskesine benzer maske takan biri sinirli bir şekilde masamıza gelerek sorular sormaya başladı;

Kahvenin problemi ne?

Ben sütlü Cold Brew istemiştim fakat; sonra aynı kahve üzerine süt eklenerek (rasyosu bozularak) bana getirildi ve tadını beğenmedim.

Japanese Cold zaten sütsüz içilir.

Ben garsonunuza sütlü servis edilip edilmediğini sormuştum, o halde önce garsonlarınıza bunu öğretmeniz gerekiyor.

Bu kahve böyle içililir…… (vb. cümleler kurulmaya devam etti.)

Daha sonra kendisine ne amaçla buraya geldiğini ve bana bir had bildirme amacı olup olmadığını sormamın akabinde cevap vermeden hızlı bir şekilde masadan uzaklaşarak içeriye gitti. Bu sefer de işletmeci masamıza gelerek problemi çözmek ya da olayı unutturmak yerine baristasını savunmaya başladı. Kendisinin 2 yıldır yanında olduğunu ve baristasının yetkinliklerinden bahsederken, barista arkadaşımız masaya gelerek istediğim Iced Latteyi önüme sertçe bırakarak orayı terketti. O saniyede işletmecinin olayı anlaması ve özür dileyerek masayı terketmesiyle gerginlik son buldu.

Gece Böceklerle Dolu Bir Açık Alan

Hava almayan ve inşaatlar arasında kalmış bahçesinde oturmaya devam ettiğimizde çekirgeler ve çeşitli böceklerle mücadele ederek kahvelerimizi içmeye çalıştık. Herhangi bir ilaçlamanın yapılmadığını anladığım bahçede küre şeklindeki ışıkların altında oturma deneyimimiz farklı canlılarla birlikte gerçekleşti.

Grön Coffee

Öneriyorum

Sosyal mesafe konusunda işletmelere şart koşulan masa uzaklıklarını da ne kadar dikkate aldığından emin olamadığım bir işletme olduğunu belirtip bu yazıyı burada sonlandırmak istiyorum. Tamamen gerçek bir deneyim sonucunda, Grön Coffee hakkında bilmeniz gerekenler bence bunlardı. İsterseniz “sipariş entrylere” de göz atabilirsiniz tabii. Sıra beklemek, barista tarafından azarlanmak, vasat kabul edilebilecek bir içeceğe ortalama üstü bir ücret ödemek, bahçesinde sinek ve böceklerle oturmak sizin için iyi bir fikirse Grön’e gitmenizi öneririm. Bu deneyimi eksiksiz yaşayabileceğiniz mekanlardan biri olacaktır.